KADININ ERKEĞE, ERKEĞİN KADINA

BENZEMESİNİN MEN’İ

 

   Buhârî «Sahîh» inde İbn-i Abbas (r. anhüma) nın şöyle rivayet ettiğini nakleder:

 

لعن رسول الله صلى الله عليه وسلم المتشبهين من الرجا ل بالنساء والمتشبهات من النساء بالرجال.

 

   «Resûlullah (s.a.v.) erkeklerden kadınlara benzeyenlerle kadınlardan erkeklere benzeyenlere la’net etti».

   Hâfiz “Feth” de Taberî’den naklen der ki: Erkeklerin kadınlara mahsus giyimde, ziynette onlara benzemeleri câiz değildir. Aksi değil... Yine, İbnü’t-tin’den naklen der ki: «Bu hadiste la’netten kasdedilen, erkeklerden kadınlara kılık kıyafet (umumi görünüm) de benzeyenlerle, kadınlardan erkeklere aynı şekilde benzeyenlerdir».

   Eş-Şeyh İbn-i Ebî Cemüre de der ki: «...Benzeyenlere la’netin hikmeti, bir şeyi Allah’ın verdiği, halkettiği sıfattan çıkarmaktır. Takma saç (peruka) takanlar hakkında; Allah’ın yarattığını değiştirenler, sözüyle buna işaret edilmiştir»;

   Buharî’de İbn-i Abbas (r.a.) dan şöyle rivayet edilir; «Resûlullah (s.a.v.) (söz ve fiillerinde, hareketlerinde) kadınımsı erkeklerle, erkeğimsi kadınlara la’net etti». Aynî Buharî şerhi’nde Kirmânî’den naklen der ki: «Erkeğimsi demek, söz ve fiillerinde kadınlara benzeyendir. Bu bazan yaradılışca (ahlâk itibariyle) olur, bazan da isteyerek ve zorlayarak olur. İşte bu son zem ve la’net edilmiştir, birincisi değil».

   Şüphesiz ki, erkeklerin kadınlara tam benzemesi, sakalı kesmekle olur. Bu benzeme elbiseyle ve başka şeyle benzemenin fevkindedir. Çünkü erkeğin sakalı, erkekle kadın arasında birinci (lik) alâmet-i fârika ve en büyük ayırıcı özelliktir. Bu herkesce malûm, müşahede edilen bir durumdur. Kendi kendini aldatmak. isteyen, hevâ ve hevesine uymayı arzulayan, Allah’ın kendisine yaratıp lütfettiği güzel erkeklik şeklini, değiştirip kadınlaşma düşünce ve niyetinde olanlar bunu inkâr eder. Nitekim örgülü uzun saçlar (zülüf) kadınların süsü, güzelliği olduğu gibi; sakal da erkeklerin güzelliği ve erkekliğin alâmetidir. İşte., Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz şu sözüyle buna işaret buyurmuşlardır:

 

سبحان من زين الرجال با للحى والنساء بالذوائب.

  

   «Erkekleri sakalları ile, kadınları da örgülü saçlar (zülüf) ile süsleyen Allah’ı tesbih  ve tenzihde bulunuruın.» (Künûzû’l-Hakâik, Münavî. - Hâkim’e nisbetle).

   Neseî de mevcut rivayete göre, Resûlullah (s.a.v.) kadınların başlarını tıraş etmesini nehyetmiştir.

   Erkeğin sakaklını tıraş etmesı de, kadının başını traş etmesi gibidir.

   Bundan dolayıdır ki, Hanefî fıkhının «Dürr-i Muhtar» kitabında şöyle denir: Mücteba’ya göre, saçını kesen kadın yasak bir fiilde bulunup günahkâr olarak la’net olunmuştur. Bezzâziyye de ilâve etti ki: «Bu, kocanın izniyle (isteğiyle) dahi böyledir. Zira, Allah’a isyan hususunda kula itaat olunmaz». Bundan dolayı, erkeğe sakalını kesmesi haramdır. Burada esas olan mâna (maksad), erkeklere benzemedir».

   Ben derim ki: Erkeğin sakalını kesmesinin haramlığında esas olan mana, kadınlara benzemedir. Şayet kadının sakalı çıksa kesmesi emrolunur. Nitekim, hadis şârihleri ve fukahadan fetva sahipleri böyle açıklamışlardır. Sakallarını kesenleri Allah Teâlâ kadın olarak yaratmadığı gibi hünsa olarak da yaratmamştır. Pilakis onları erkek olarak yaratmış, onlarda erkeklik ve recüliyyet alametleri bitirmiş; fakat onların kendileri kadınımsı olmuşlar; «...Erkeklerden kadınlara benzeyenler...» hadisinde gelen şiddetli vaid (tehdid) e dahil olmuşlardır. Allah Tetâlâ hepimizi fazlı ve keremiyle fitnenin açık ve gizli sapıtıcı âmillerinden muhafaza buyursun. Amin.

 

Anasayfa        Devam